"Sosyal yaşamda rahatsız olduklarım" diye bi etiket açmaya karar verdim. Çünkü sokağa çıktığım anda o kadar çok rahatsız olduğum olay oluyor ki. En iyisi bloguma yazayım. Biliyorum bi sonuç elde edemeyeceğim ama en azından buraya yazarak "dök içini rahatla" hissiyatı haline girebilirim.
Mutlaka bi tek bana olmuyordur. Bebek arabası süren kadınların, itfaiye ya da ambulansvari bi halleri var. Resmen insanın bacaklarının üzerine üzerine sürüyorlar. Hayır sen kendi yolundasın yani yol hakkı senin, ama ne gam elinde bebek arabasıyla ortalığı yaldır yaldır saldırıyor hatun. Herkes duracak, hizaya geçecek ve kadın bebek arabasıyla herkesin hakkını gasp ederek istediği her yere girecek.
Hayır bunları tersliyorsun, sinir sinir bakıyorsun bu kez de Kutsal Kadınlara hakaret etmişsin gibi bi havaya giriyorlar.
En olmadık sıkışık yerlere girmekten çekinmiyorlar. Semt pazarları birinci işgal alanları. Sıkışık ya, milletin üstüne süre süre kendilerine yer açıyorlar. Düşünüyorum da o araba benim elimde olsa yolda millete yer verirken iki adımlık yolu, yarım saatte alırım. Ama bu bebek arabalı işgal güçleri, her yere ışınlanıyorlar mübarek. Tabii milletin üstüne üstüne araba sürerlerse, yol doğal olarak boşalıyor.
En kalabalık dükkanlar, en sıkışık yerlerde bunlar.
Bizim toplumda kadın ancak anne olduğunda değer kazandığından, sen bunlara haklı olarak kızınca sana diğerleri cık, cık, cık havalarına giriyor. Ölür müsün, öldürür müsün?
Zaten yolda yürürken kimsenin kimseyi iplediği yok bu bebek arabalılar iyice üzerine son noktayı koyuyorlar. Hele küstahlıkları had safhada.
İnsan sokağa bi hava değişikliği olsun diye çıkıyor, hırrr, bırrr diye diye eve geliyor. Sokağa çıkıp da eve gelince, evim evim güzel evim, ne halt ettim de bu kalabalığa girdim diye evimizin kıymetini anlıyorum.