23 Ekim 2014 Perşembe

Ne desem boş...


Eskiden insanların evcil hayvan sahibi olduklarında, o hayvanı şanslı sayardım. İnsan yaşadıkça her şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyor. Anladım ki çoğu kişi evcil hayvanı evine eziyet etmek, egosunu tatmin etmek için alabiliyor. Bazen sokaktaki hayvanların daha şanslı olduğunu düşünüyorum. Düşünün ki sokak hayvanlarının ne kadar kötü durumda olduğunu. 
Şu anda bi köpeğin hapsedildiğine tanık oluyorum ama maalesef ki yapabileceğim bi şey yok.
İnsan denen yaratıktan korkuyorum artık ve tiksiniyorum. Meğerse ne kapkaranlık kuyular varmış içinde.
Bi insan aptal, salak veya zekası normalden düşük olabilir ama duygusu eksik olmasın. Eğer duygusal gelişimini yeterince tamamlamamışsa ve karşısındakine empati duygusu geliştiremiyorsa vay karşısına gelen hayvan veya insanın haline. İnim inim inletir de, sonra da ben ne yaptım ki olacağı varmış deyip insanı daha da delirtir.
Bunun yaşla da alakası yok. Hani bi laf vardır bir insan yedisinde neyse yetmişinde de odur diye. Tüm kişisel oluşumu bir ile beş yaş arasında oluşan bir varlıktan bahsediyoruz. Beş yaşından sonra çevresinden yani ailesinden ne aldıysa aldı sonra saldım çayıra mevlam kayıra. Bazen de genetik duygusu eksik olabiliyor.
Allahım bizi empati duygusu gelişmemiş ve duygusal eksikliğini tamamlamamış insanlarla sınama diyeceğim ama o kadar çoklar ki. Gereksiz bir dilek olarak kalıcak. 
Şu salak bir ergen ve anasının vicdansızlığı nedeniyle çok sinirliyim. 

21 Ekim 2014 Salı

Adam ticaret yapıyor neticede!


Artık gündemi takip etmiyorum. Daha doğrusu ulusal kanallardaki haberleri izlemiyorum. Niye izleyeyim ki, vakit kaybı değil mi?
Uydu ayarları değişti çok iyi oldu bu arada. Eskiden Tv tamircisi çağırıp uyduyu ayarlatıyorduk. Bu defa ben yapıcam dedim ve yaptım. Daha önce uyducunun bulduğu kanalların bin katı fazlası hem de. Adam sizden bu kadar çıkıyor deyip parayı alıp gidiyordu. (Adam ticaret yapıyor neticede!) Kendi işini kendin gör hayat felsefem oldu. Neden olmasın ki, sonuçlarını çok güzel oluyor.
Ne diyordum, bulduğum uydu kanalları sayesinde bi yığın gezi programı buldum, onları izliyorum. Yabancı kanallardan dünya haberlerini izliyorum. Bizim dışımızda da neler oluyor diyorum. Bizim ulusal kanal haberleri laga luga resmen. Mahalle kavgalarını haber niyetine veriyor. Napsın adamcağızlar ticaret yapıyorlar neticede!
İncir Reçeli 2 filmi yine vizyona girmiş, Arkadaşlık yapacağım kişi İncir Reçelini seviyorsa kendimi mi yoksa arkadaşlığımızı mı gözden geçirmem gerekiyor. Evde izlediğim halde nasıl bi iç ezikliğiyle izlemiştim filmi. Vay be arkadaş ne özgüven varmış yapımcısında. Eee bendeki de laf tabii. Arz talep meselesi. Adamlar ticaret yapıyor neticede!
Demin yerel kanalları takip ediyorum demiştim ya. Çevreci Soma köylüleri elleri kelepçelenip darp edilmiş. Hele bir köylünün alnına darptan dolayı dikiş atmışlar. Galiba bunda da adamlar ticaret yapıyor.
Ne ticaretmiş ya arkadaşım. 
Artık daha fazla yazayım istiyorum ama bu konuda kendime söz verince sanırım muhalefet damarım devreye giriyor ve kendime söz verdiğim için bu kez kendime muhalefet ederek yazı yazmayı kesiyorum. Durumumu bu şekilde tesbit ettim. En iyisi söz vermemek.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...