14 Haziran 2013 Cuma

Ne çektin be sen geri zekalı komşum inadından!


Karşı apartmanda sıva boya işleri olunca bizim apartmana da sıçradı. Bu böyle oluyor. Senelerdir kötü kötü, sıvası eskimiş, badanası dökülmüş oturuyorlar, “hadi yapalım yahu, hadi yapalım” desen de bir türlü kıpırdamıyorlar. Götlekler güzelliği görünce ancak öyle özeniyorlar. Ya da kıskanıyor bizim neyimiz eksik? Bknz: komşu kıskanması.

Sonuçta karşımızdaki apartman güzelleşmeye başladı. Apartmanın en üst katında oturan adam çatının tamiratı ya da yeniden yapımı için, apartman sakinlerinden (na-sakin)  para toplamak isteyince, “biz karışmayız, kendin yaptır” demişler. Bu baştan normal çatı yaptırmayı düşünürken, -aldığımız duyumlara göre- çatıya imar izinsiz falan, baya bir çatı dairesi (odamsı bi şey) kondurdu. Tam bizim karşımıza. Nasıl sinir oldum, o kadar olur. Denizi büyük bölümüyle kapattı. İşin kötüsü buraya taşındığımızdan beri, çiçek sularken falan güneşin batışını izlemek hayatımın rutini olmuştu. Güneşin batışını olduğu gibi izlemek, kıyıdan köşeden değil, ful ekran hayatının rutini olması çok güzel bi şey. Kısa bir anda kızıl top ufuk çizgisinin altında kayboluveriyordu. Şimdi o da gitti mi?

Neyse evde sesimi hiç çıkarmadım. Biliyorum ki, o da acayip sinir oldu ve vıdı vıdı yapıp, daha da sinirleri germeyeyim dedim.

BEN YAPTIM OLDU ZİHNİYETİ

Evet başımızdaki, başbakan ve emir erleri “ben yaptım oldu höööö kime ne lan?” kafasında olduklarından ve Türkiye'de onlarca yıl yaşayıp tecrübe ettiğim için, “offff hırrrr, gırrrr” ruh hali içindeydim. Artık bunun geri dönüşü yok, sinir de olsan da alışmaya çalış, falan diye kendime empoze ediyordum.
Meğer karşıdaki geri zekalının çatısını yapan usta "bu yasak kardeşim, imar izni olmadan yıkılır, gel şunu uygun bir şekilde, çatı şeklinde yapalım falan” dese de hem inatçı hem gerzek, inat etmiş, yaptırmış. Gerzek sokakta bağırdı “benim param var lan, yaptırırım!” diye. Bu bağırışlar aynı apartmandaki avukatla tartışması sırasında olmuş.

Zira avukat bunu şikayet etmiş. Gerzek şikayetten sonra, hala çatını üstünü ziftli malzemeler mutfak tüpüyle ısıtarak yapıştırttı. Bütün gün forrr forrrr seslerini dinledik iyi mi? Sanki dedim bu herif de gezi parkındaki ağaçları sökmek isteyen zihniyetle aynı. Başından kıçına kadar zihniyet aynı. Aynı cehalet, aynı nobranlık ve küstahlık.
İki gün sonra o yapışan ziftli malzemeler şırrrrrakkk şırrakkkk diye yapan ustalar tarafından söküldü.

Ulan dedim, inat edeceğine git bi araştır soruştur, oluyor mu olmuyor mu, yasası var bilmem ne. Meğerse gerzek herifin belediyede tanıdığı varmış, ona güvenmiş.

On milyar yapım için gitti. Şimdi yıkım için kaç para gidiyor bilmiyorum. Tekrardan çatı hizasına imara uygun çatı yaptıracakmış.
Millette hesapta “cık cık cık, yazık adam on milyarı verdi getttiii getttiii” ayağı çekiyorlar. Ne çektin be sen geri zekalı ve inatçı komşum. Ne çektin inadından?
Neymiş, akılsız inat bünyeye ve cebe zararmış.





4 yorum:

Sevgi dolu bir dünya bu dedi ki...

evet ya kahrolsun bu zihniyet heryerde aynı:( manzarıyı kapattığını okuyunca nasıl üzüldüm bilemezsin,param var yaparım ne yaa..ordan düşsün ölsün istedim bunu da okuyunca:(

Nerde Trak Orda Bırak dedi ki...

Sorma ya, çok sinir oldum, artık geri dönüş yok diyordum. Çünkü sistem sistemsizlik üzerine kurulmuş. Neyse ki yıkılıyor. Çok sağol desteğin için :)

gzlşeylerrehberi dedi ki...


Slm, Gezi Parkı sürecinde içinde sizinde olduğunuz blogların durumunu irdeleyen bir post yazdım.
haberiniz olsun istedim. Umarın beğenirsiniz.
Kolaylıklar.
http://guzelseylerrehberi.blogspot.com/

Nerde Trak Orda Bırak dedi ki...

Çok merak ettim, okumaya geliyorum. Teşekkür ederim. Selamlar...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...