19 Ocak 2015 Pazartesi

Gencim, güzelim!



Geçen arkadaşım işe gitmek için metroya binmiş. Sabah ve akşam saatleri o kadar kalabalık oluyor ki, inmek için baya bi çaba vermeniz gerekiyor. Hele de bir durak, iki durak sonra inicem diye kimse giriş kapısının önünden kıpırdamıyor. Sonra da ite kaka bi çaba.

Arkadaşım ( ben değilim, olsam samimiyetimle söylerdim. ) inmek için 20 li yaşların başlarında bi genç kadına, izin vermesini söylediğinde, temsili resimdeki kadın, "geç teyze, geç" yapmış atarlanarak.

Arkadaşım da yaşlı değil üstelik, yani teyze olacak yaşta hiç değil. Hele o 20 yaşındaki kadının.

Ama bu tipler her yerde var. Sanıyorlar ki, kendilerini bu yaşta demir atacak ve orada kalacak. Sanki çocukluğunu aşıp, ergen, genç olmamış gibi. Ya da ne bileyim, yaş mevzuunu kendisini diğer insanlardan üstün kılan bi durum sanıyor. Eğer ömrün varsa sen de o yaşlara geleceksin ve hatta sütlaç gibi bi yaşlı olacaksın. Burda da yaşlıları aşağılamıyorum. Kadının mantığına göre yazıyorum.

Ama bu kadın 70 yaşına da gelse hiç bişey fark etmez. Bu sefer de gençlik hırsları devam ederek, gençleri kendisiyle yarıştırır, olgunluk diye bişey oluşmaz, hırsından gençlere çelme takar, dedikodu yapar, yaparoğlu yapar. Yani aldığı o yaş ona hiç bi katkısı olmaz. Bu dünyada gençlik hali ne ise öyle devam eder. İşi sayılarladır sürekli zaten. Kaç çocuğu, torunun var, kaç evi var hadi bir evi var diyelim kaç metrekare olduğunu anlatır, maaşını, eşyalarını, ıvırını zıvırını Kaç, tane üzerinden tamamlayarak pardon tamamlayarak insan olma sürecini tamamladım sanır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...