En
azından bir film gelse de bari onu izlesek, iki saatliğine de olsa, bir başka
insanın kurduğu hayallerin sayesinde şu anki durumdan, andan, olaylardan
kurtulsak kurtulsak diye düşünürken, tv de recep ivedik tarzı bi filmin yapılmış olduğunu görmek insanı fazlasıyla yıldırıyor.
Yıldırıcı
olan ne ki, gitmeyeverirsin olur biter diye düşünüyorsun ama o işler pek öyle
olmuyor. Biz recep ivedik’e dahi
tahammül edemezken – hem de fragmanını görmeye- bu berbat filmin taklidinin
çıkması içler acısı.
Her
zaman isteyen istediğini yapsın, fikirler özgürdür, hem bu sayede ak koyun kim,
kara koyun kim belli olur mantığını benimsemiştim.
Ama
yaşadıklarım bana “yükselen değerin” recep ivedik tarzı olduğunu gösteriyor.
Recep ivedik her yerde. Aç gözlülüğü yaşam felsefesi haline getirdiğinden,
yemek yemek hayatını devam ettirmek için olmayıp, yemek için yaşamak olmuş bu
magandalar, kucaklarında koca bir göbekle, pis, kokulu, rugan taklidi, koca
burunlu ayakkablarının arkasına basarak yalpalaya yalpalaya, ne kadar yer işgal
ettikleriyle gurur duyarak, herkesin hakkını elinden alırlar. Başlıca besinleri
ettir, et yedikleriyle övünür, dişlerinin arasından lif lif etler sarkar. Hayvanlara bile işkence aracı yapıyorlar var
mı ötesi. Zevk için hayvan döven, eziyet eden bir insandan ne beklersiniz?
Mazlumu,
mağduru oynamak başlıca işleridir. Yüze gülerken, bıçaklı ellerini arkalarına
saklayarak, her an o bıçağı çıkarmak için aportto beklerler.
Efendilik,
kibarlık, nezaket onlar için enayi olma durumudur. Hayat ve insan oburu olup,
insanı canından bezdirirler.
Ne
yazık ki yükselen ve yüceltilen değerler.
Mahalleye
akordiyoncu çocuk gelse ve diyelim siz ona para verseniz, recep ivedik bakkala
seslenmesi duyulmuyor diye size suçlar. Sürekli öküz gibi sesler çıkarır. Ah öküzcüğüm
sana da ne kadar yükleniyorum, görüyor musun?
Bazen
kızdıklarımıza ayı falan deriz. Ne kadar kötü. Keşke hayvan samimiyetinde olabilseler.
Keşke gerçekten ayı olsalar.
Artık
hiç bir şeye tahammülüm kalmadı. Sanırım iyiden iyiye yaşlandım. Tahammülsüzlük
durumu gençlikte mi olur, yaşlılıkta mı bilmiyorum ama ben insan görmek
istemeyecek kadar yaşlandığımı hissediyorum. 138 yaşındaymışım gibi. 138 yaşında bir insanın bu dünyada yaşamış bezginliğinin ruh hali içersindeyim. Bugün
ölüp gitsem gözüm arkada kalmaz. Nesine kalacak ki?
Vay
arkadaş yapacağımız şeyler mi vardı bu dünyada diyeceğim. Bütün duygularını,
yaşam isteğini takır takır yok ediyorlar.
İkiyüzlü
yalakaları her gün görmek, her gün magandalarla uğraşmak zorunda kalmak ne zor.
4 yorum:
Aşağılık duygusundan kıvranan adam bir de eğitimsiz kalmışsa İvedik davranışları oluşuyor. Kadınlarda da bir başka ama benzer formu var. Küfür eden, takmayan, her an kavgaya hazır, büyük, küçük önemsemeden bencilce her fırsatta dik çıkışlar yapan tipler var. Galiba bir tür savunma refleksi geliştirmişler. Tüm bu çirkinliklerin altında aşağılık duygusu yatıyor. Cidden üzülüyorum bu insanlar için. Tabii ki katlanmak zorunda olanlar için de.
İnanın bu tip insanlardan -kadın erkek- hepsinden bezdim. İnsanda yaşam isteği bırakmıyorlar. Eğitim bu seviyede olduğu sürece daha da kötü olacak durum. Nasıl karamsarım bilemezsiniz. Eskiden eğitim görmediklerine, yaşam koşullarına üzülürdüm. Şimdi açıkçası üzülmüyorum bile. Tek derdim bizim gibi insanların onlarla muhatap olmak zorunda kalması. :(
Yaşlanma değil de bahsettiğiniz kişilerin sayısı artınca tahammül de zorlaşıyor. Toplu taşıma araçlarında benim de başıma bir kaç olay geldi. Bazı kendini bilmezlere hadlerini bildirdim. Bir defasında otobüsten indikten sonra yanıma yanaşan bir karı-koca beni davranışımdan dolayı tebrik ettiler. Çok kibardılar. Onları üzmek istemedim. Oysa onlara demek isterdim ki; beni şimdi tebrik edeceğinize otobüsde destekleseydiniz. Haksız mıyım?
Çok haklısınız. Üstelik bu tip insanlara karşı uygulanan yasal bi yaptırım olmadığı için onlar da pervasızca maganadalıklarını sergiliyorlar. Maalesef insanlar da elini taşın altına koymuyor. Sizin rastladığınız karı koca gibi. Oysa ki unutulmaması gereken bir kişinin başına gelen her an herkesin başına gelebileceği. MAgandaları hem yasal olarak hem de insanlar tepkisizlikleriyle teşvik ediyor adeta...
Yorum Gönder