11 Mayıs 2014 Pazar

ANNEME ÖZLEM

Yağmur yağdı, yer ıpıslak. Neticede ben de kötüyüm işte. Bütün giden sevdiklerimi düşünürken, Karşıyaka'ya bakıyorum. Biliyorum o apartmanlar, sokaklar, caddeler, taşıtlar insan dolu. Ama nedense bana sanki Efes Antik Şehrinin yalnızlığını ve hüznünü anımsatıyor. Sanki hiç kimse yok bomboş binalar. Bir tane bile insan yokmuş gibi. Denizde balık, yosun, hiçbir canlı yokmuş gibi. Tuhaf bir yalnızlık duygusu. 
İnsanın sevdikleri gidince gerçekten azalıyor. Sonra o azalmışlıkla bir şekilde yaşamaya alışıyorsun, alışmayıp ne yapacaksın ki? Mecbursun.
Neden yapılır bu anneler günleri, neden? Anneleri olmayan, uzun yıllar önce gitmiş olanların yüreğini burkmak için mi? Annelerine hediye alanları, beraber yemek yiyenleri, kahvaltıya gidenleri izlemek için mi? Biz çok mutluyuz, ya siz hanfendi?
Biz de çok mutluyuz. Evet efendim, öyleyiz.
Öyle anne babanın evlatları olduğumuza, sevdiklerimizin değerli, ve bizi çok sevdiklerini, severek gittiklerini bilmek acı verse de, bunlarla mutlu oluyoruz. İyi ki diyoruz ve boğazımız düğüm düğüm oluyor.
Bugün ne oldu böyle? Radyoda hep eski yılların, beraber dinlediğimiz şarkıları. Ah o yıllar, o yıllar. Ben mi yaşadım o yılları? Yoksa gördüklerim bir rüya mıydı? Tatlı tatlı bir rüya görürken, rüyam kabusa mı döndü?
Bu günler yasaklansın? Biz daha çok yalnızlığımızı kat be kat hüznümüz üstümüze çöreklenmesin.
Sanki unuttuğumuz var mı? Bu kadar haksızlık fazla değil mi?
Doğum ve ölüm.
Efes ve yaşayan şehirler. Efes'e gittiğinizde bir zamanlar neler yaşanmış demiyor musunuz? Burada neler yaşanmış, ya o antik kentte günümüz insanlarıyla dolaşmanın hüznü? Bir mezarın üstünde dolaşır gibi, geçmişte yaşananların üstünde poz vermek.
Kimse kimsenin acısını bilemez. Tarifini yapamaz. Anlatılır, anlaşılacak şeyler değil bunlar.


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...