4 Kasım 2012 Pazar

Kaplanlarımız onlar


Televizyonlarda yayınlanan yöresel yemek tarifi içeren yemek programlarını izlemeyi seviyorum. İlgim; değişik kültürleri ve değişik yemeklere ilgi duymaktan kaynaklanıyor. 
Öyle güzel yöresel yemekler var ki insana ilham kaynağı oluyor. 
Bu programı yapan iki kanal var Türkiye'de.
Bir evi seçmeden önceki başlıca kriterleri sanıyorum mutfağın geniş olması. Çünkü kamera sunucu ve yemek yapan kişi düşünüldüğünde rahat hareket etmeleri gerekiyor.
Buraya kadar her şey tamam sayılır.
Anadolu'yu gezdikleri için bu çok da sorun olmuyor. Anadolu'daki evlerin arsa fiyatları büyük şehirlerle kıyaslandığında ucuz olduğundan, mutfakları da oldukça geniş oluyor. 
Fakat bir kanal var ki, sürekli lüks evlere gidiyor. bir, iki, üç... durum hiç değişmiyor. Lüks ev dediysem, sakın apartman dairesi falan diye düşünmeyin. Bunlar çoğunlukla aşırı derecede büyük villa. Mutfaklar kilerli ve oldukça büyük. 
Son kez izlediğim Adana'daki evin daha doğrusu malikanenin sahibi, aşırı derecede para zengini olduğundan, "kroluğun vur dibine usta" misali acaip büyük bir ev yapmış. İçinde spa merkezi ve saunasına kadar var. Bir ara ben yanlış program mı izliyorum, yoksa burası butik otel tanıtımı falan mı diye düşünmedim değil. Evin sahibi kadın, duvara hamam taslarını çerçeveletmiş, bu çok özel ve süper iğrenç hareketini sıradışılık olarak nitelendiriyor ve bunu neden yaptırdım buraya? Elbette spa merkezimiz var ya aşağıda, ayrıca havuz da var.
Bunlar var da, işe yaramış mı diye sorarsan, abla 3G teknolojisini bedene taşımış, hepsi birbirine karışmış vaziyette.
Biraz önce para zengini diye bir cümle geçirdim yukarda. Başka ne zengini olur ki, diye de düşünenler olabilir. Kültür zenginliği, dil zenginliği, insan zenginliği gibi şeyler de var.
Neyse ben nereye geleceğim. bu kanal neden sürekli bu mutfaklara gidiyor, bu tür evlerin yatak odasını, banyosunu, bir evin en mahrem yerlerini ne diye gösteriyor ki diye düşündüm.
Anladım ki, aslında bu kanal anadolu'daki yöresel yemek tanıtımı yapmıyor. Bunun derdi sadece Anadolu Kaplanı denen, her ne halt meslekleri varsa bunların sayesinde Anadolu'nun ne kadar zenginleştiğini göstermek.
Anadolu'da eskiden hiç bir şey yoktu. Bakın ülke artık ne kadar gelişti, büyüdü. Ne kadar zengin evleri var. Çek, çek bitmiyor dedirtmeye çalışıyor ve insanlara bu durumu özendiriyor. Tabii o malikaneler o hale gelinceye kadar binlerce kişi sömürülmüş, hakkı gasp edilmiştir. ne gam!
Peki belgesel programlarda, o gittikleri kaplanların köylerini de görüyoruz. İnsanların hangi şartlar altında, nasıl fakirlik içinde yaşadıklarını. Her şeyin nasıl yok, yok, yok olduğunu.
Mahrumiyet içinde olduklarını.
İşte medya denen holdingler, bi ton iş yapınca, kendi cukkalarının devamını sağlamak için, yemek programını bile hükümet lehine propoganda programına çevirmekte bir beis görmüyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...