30 Eylül 2012 Pazar

Hayvanları öldürme yasasına karşı oradaydım...



Aklın almayacağı bir yasa çıkarmaya çalışan vicdansızlara, o yasayı çanlarına tıkamak için bugün Konak ykm önünden Gündoğdu Meydanı'na kadar yürüdük.
Yurt çapında kırk bin kişi yürümüş.

Doğrusu ya, Konak Meydanı'na doğru giderken kalabalık az gibi geldi ve beklediğimden az sayıda insan var diye içim buruldu.
Neyse ki tahmin ettiğim gibi olmadı ve baya bir kalabalıktık. Konak Ykm nin önünde her zaman kulağı küpeli sokak köpekleri olur. Ne gelen geçen görür onları, ne de onlar gelen geçenlere aldırır. Sanki aralarında gizli bir anlaşma varmışcasına...

O köpeklerin gözlerine bakıp da etkilenmeyen var mıdır acaba çok merak ediyorum. Ne saldırırlar, ne de havlarlar. Ama bugün onların mekanlarının yanında insanlar bağıra çağıra ıslıklarla geçerken rahatsız edildiklerini düşünüp onlar da, havladılar. Ne kadar ironik bir durumdu. Sanki onlar da bunca insanın yasaya karşı duruşlarını anlamış da, onlar da katılmak ister gibi geldi.

İnsanlar birbirini, dillerine giydirdikleri kibarlık, arkadaşlık, dostluk, sevgililik gibi giysilerle yedikleri yetmiyormuş gibi hayvanları da yiyorlar. Bu cümle bozuk mu oldu? Evet, zaten insanlar hayvanların etini yiyerek beslenir, -sanki tek beslenme çeşidi buymuşcasına- birbirlerini yiyerek de sakat ruhlarını beslerler. Evet bugün acımasız günümdeyim. O kadar sinir oluyorum ki. Gezegenin en üstündeki canlı çeşidi biziz ya! Neden bizmişiz? Düşünüyormuşuz... vay beee...
Bir kibir, bir kibir.

Neyse insanlar hayvanları sadece beslenme amacıyla öldürmüyor. Av sporu yapıyorlar efendim. Ne spor ama? Sonra deri ve kürk giyiyorlar. Hem 21. yy a gel, hem de ilk çağdaki giysiler giyin. Sonra yetmiyor hayvan ticareti yap. Öfff ya gerçekten o kadar daralıyorum ki anlatamam.
Şimdi de Hayırsızada benzerini doğal yaşam alanı denen yerlerde yapmaya çalışıyorlar.

Nasıl insanlık, nasıl yüce varlık olmak. Ha bir hayvanı öldürmüşsün, ha insanı. Eğer bir hayvanın gözüne bakıp da o gözlerdeki anlamı göremeyen kişi, insan değil robottur.
Robotlar sarmış koltukları.
Hayvanlara tecavüz eden mahlukatlar ortalıkta gerim gerim insanım diye geziniyor, onlara ceza veren yasalar yok.
Ne kadar kötü.

Çok eskide kalmış bir arkadaşımın öldüğünü öğrendim. Aslında ilk çalıştığım işyerindeki arkadaşımdı. İşyerini değiştirdiğinizde herkesin yollarının bir daha kesişmeyecek türden olanlardan. Çalıştığımız süre içinde gayet efendi ve seviyeli biriydi. Önceki gün bir köpeğe çarpmamak için kaza yapıp öldüğünü gazeteden öğrendim. 9 ay önce çocuğu olmuş. Şimdi bilmediğimiz bir yerde...
Hayat ne kadar kötü be usta, ne kadar hem de...





Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...