1 Ekim 2011 Cumartesi

Ege'nin girintilerinde




Sıkıldın mı? Bas gaza…Gaza basmadan önce “Patricia Kaas’ı” sür. Ama illa da “les hommes qui passent” dinle. Uçarcasına koş git. Otoban gişelerinde al soluğu. Bas düğmeye al biletini.
Sağ tarafında atlas bir yorgan gibi masmavi deniz, sol tarafında yemyeşil kekik kokan dağlar. Yemyeşil dediğime bakmayın ha! Yeşilin ne tonları… Böyle güzel tonlamaları; ne Cezanne, ne Monet, ne Van Gogh, ne Çallı, ne de Eyüboğlu yapmıştır. Yapamazlar da zaten…
İlkyaz çoktan gelmiş, kahkaha atıyor dağlar taşlar. Hem de ne kahkaha; kabara kabara atıyorlar kahkahalarını, her nefeste mis gibi kokular salarak. Fırsat bu fırsat çek içine, ciğerlerine gönder kahkaha kokularını. Ama dikkat et, sarhoş olma…
Ama bugün ben sarhoş oldum hem de ne olmak be kardeşim. Hafiften esen rüzgâra inat, ısıtan nisan güneşini kucağıma alıp arabayı kullandım. Bir yandan da red bull içmiş gibi kanatlandım da; arabada 6. vites olmadığı için otomobil sanayiine sövdüm.
Bir anda Karaburun sapağına geldim. İşte benim yolum. Sizi bilmem ama virajlı ve dar yoldan müthiş zevk alırım. Hele o yolun “takır takır” ses çıkarması yok mudur? Kendimi outdoor yarışlarındaymış gibi düşünürüm. Düşünürüm de bugün Karaburun yolunun güzelliğine bakarken gerçekten de yol dışına çıkıyordum. Sarı çiçeklere, titreyerek dans eden gelinciklere, yeşilin binbir tonuna bakarken yolun solundan gitmeye başlamışım! Neyse durumu toparladım son anda. Lunaparktaymışım gibi virajlarla bir sağa, bir sola dönerken Balıklıova’ya kadar geldik. Balıklıova’da neler vardır: Köy bakkalı, köy fırını (Türkiye’nin en güzel un kurabiyeleri) odun fırınında pişmiş ekmekler, balıklar, midye dolmalar vardır. Sonra 3 kattan fazla olmayan evleri, ekose gömlekli, ütü tutmayan pantolonlarıyla köylü amcalar vardır. Ve bu köylü amcaları çok fenadır! Neden mi fenadır? Telefonla konuştuğu muhtemelen, muhtemelen değil açıkça “nerdesin?” diye soran karısına “kaavedeyim, işkembe suratlı” der, o fena köylü amcalar…
Buraya yazın gelip kalmayı düşünüyorsanız bilin ki gece hayatı yoktur. Böyle alternatif yerler de olmalı değil mi? Yaz geceleri gökyüzünü üzerinize örtü gibi serip, yıldızları tek tek sayarsınız, ağustos böcekleri ve kurbağa sesleri eşliğinde…
Size bir tüyo vereyim mi? Balıklıova’nın biraz dışında bir yol sapağı vardır, o yola girdiğinizde 10 km sonra Çeşme Ildırı’ya ulaşırsınız.
Balıklıova’da fazla bir şey aramayın. Canınız çekerse “Garip’in yerinde” balığınızı ve rakınızı mideye indirin. İyidir. Bünyeye faydası vardır. Yok balık yemeyeceğim derseniz, ekmeğinizi ve un kurabiyenizi alıp, geri dönebilirsiniz.
Geri dönüş yolunda salkım saçak mimozalar sizi saygıyla selamlar. Siz de el sallarsınız onlara.
Oradan istikâmet Çeşmealtı. Bana yine mi Çeşmealtı demeyin. Orası mavi çam ve iyot kokusuyla insanı sarhoş eder. İyi ki trafik polisleri yolda “iyot kontrolü” yapmıyorlar. “140 promil iyotlu çıktınız hanfendi!” Ben bugün sarhoştum, sarhoş!!! Yırttık yine polis kontrolünden.
Asıl sahibinin kazlar ve ördekler olan çay bahçesinde bira içtik. Yanımızdaki masada iki genç adam da oturmuş bira çekiyordu. Derken telefonu çaldı birinin. –İyiden iyiye kulak misafiriyim herkesin- “Oooo Serhat n’aber dostum? Nerdesin?” “…….” “Vay rakı balık, Ayvalık” “Biz de Urla bira, yapıyoruz.”
Kıyılarına kurban olduğumun Ege’si.
Çeşmealtı’nda turizm patlamamıştır ve hiçbir zamanda patlamasını istemem. Ne olur hep böyle kalsın. Hep cana yakın ve şirin…
Burada da çiçekler kahkaha atmış. İlkyaz onlara sıkı bir espri yapmış olmalı, onlar da bu güzel espriye sarı, eflatun, mor, kırmızı çiçeklerini patlatarak yanıt vermişler. Pisi pisiler rüzgarın esintisiyle birlikte ahenkle dans ediyor.
Doğa uyanmış, uyanmış da ne cümbüşler yapıyor. Müzik kuşlardan, rüzgar dj olmuş, otu, ağacı, makiyi hoplatıp zıplatıyor.
Beni mi? Beni sarhoş etti, sarhoş…

1 yorum:

Adsız dedi ki...

BELGİN BUYAZ KUŞADASINA GİTTİK AHENK BEN EŞİM YENGEMİN ABLASININ YAZLIĞI VAR DAVUTLARDA 3GÜN KALDIK ERKEKKARDEŞİM ABİM VE BİZ ABİMİN BACANAĞI RAHATSIZ FENERBAHÇELİ SEDATIN HASTALIĞINDAN YATALAK ONLAR GELEMİYOLAR YAZLIĞA ANAHTARI ABİME VERİİYOMUŞ ZUHAL ABLA ODA BİZLERİ TOPLADIKALDIK HEPBERABER VERELİNİ ORDAN OTOBANDAN KARABURUNA BALIKLIOVADAN GEÇTİK ORDA MOLA VERDİK ÇEŞMEYE GİTTİK BUDAK PANSİYONDA KALDIK ILICALARDA PANSİYON BALIKLIOVAYAI ÇOKBEYENDİM ÇOK SAKİN BİRYER HASAHİ URLADANDA GEÇMİŞTİK KANKİM ÇİĞDEMİN MEMLEKETİ URLA KARABURUNDADA K PEDERİ VAR GÜZELYERLER AMA BEN NEDENSE BOZDAĞDA BARBÜKELİ EVLER VARMIŞ BEN ORAYI TERCİH EDERİM EŞİM HİÇ GÖTÜRMEDİ BENİ ORAYA

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...