20 Aralık 2011 Salı

Franny & Zooey


Dünden beri J.D Salinger’in Franny & Zooey isimli romanını okuyorum. Bitti.
İlk bölüm kitaba göre oldukça kısa. Franny Glass’ın üniversiteli sevgilisi Lane Coutell’le haftasonundaki randevusunu anlatıyor. Lane oldukça kendini beğenmiş, duygularını göstermenin bir kişilik zaafı ya da kendisini yerleştirdiği tepedeki yerden indireceğini düşündüğünden oldukça kendini beğenmiş ve ukaladır. Franny, Lane’e karşı buluştuktan sonraki ilk saatlerde, sıcak samimi davransa da, daha sonra sevgilisinin de diğer öğrenciler gibi ego şişkinliği içinde olduğunu düşündüğünden, Lane karşı hiç de aldırış etmez, bildiğini okur.
Sonrasında onu etkileyenin bezelye yeşili kumaş kaplı kitabından etkilendiği anlaşılacaktır. Hacının yolu. Aslında yolunu kaybetmiş biridir Zooey.
İkinci bölüm Zooey ve uzun hafta sonu bu bölümde geçiyor. Franny’nin eve geldikten sonra geçirdiği bunalım, Bessie -annesinin- endişeleri ve Zooey’le olan konuşmalarını anlatır.
Ikinci bölümün başında  Zooey küvetin içinde yıkanıp sigara içerken, ağbisi Buddy Glass’tan gelen oldukça uzun ve dört senelik mektubu okur. Bu sırada annesi banyoya girer ve Zooey’den, Franny  için endişelendiğini ve yardım etmesini istediğinde, anne oğulun arasında –daha çok- Zooey’in ağız dalaşmalarını okur, okurlar.
Daha sonra Zooey evin salonunda bir kanepede yatmakta olan Franny’in yanına gider. Uzun bir konuşma geçer aralarında. Zooey, Franny’ı bu uzun konuşmada oldukça hırpalar, onu kendine getirmek adına. Genç kız oldukça hırpalanır gerçekten de, kendisiyle yüzleşemez, acı çeker, ağlamaya başlar.
Bessie, Zooey  ile aralarında anlaşma yaparak, diğer odada kardeşi ile büyük ağbisi gibi konuşarak , onu bunalımdan çıkarmaya çalışır. Telefon konuşmasının bi bölümünden sonra Franny anlar ve gerçekten de telefonda bile isteye Zooey ile konuşmaya başlar. Zor olsa da. Sonunda Zooey kızkardeşini ikna eder. Uzun bir uykudan sonra Franny hayatına ne istediğini bilerek devam edecektir.
Salinger’in Zen Budizm ve Hinduizm gibi Uzakdoğu dini felesefelerine olan ilgisi kitap boyunca kendisini gösteriyor.
Gerald Rosen 1977 tarihli J.D Salinger Eserleri’nde Zen isimli kitabında Franny ve Zooey’nin modern bir Zen öyküsü olarak ele alıbnabileceğini, ana karakter Franny’nin roman boyunca cehalet halinden aydınlanmanın bilgeliğine ulaştığını yazar.
                        


(Kitaptan görseller, okurken bunlara yakın hayal etmiştim ben de)










2 yorum:

Adsız dedi ki...

zen budizme bakacağım. bir çok kere bakmıştım .. "hayatına ne istediğini bilerek devam etmek" güzel bir felsefe ve zannedersem olması gereken bir bakış açısı... paylaştığınız için ve güzel yorumunuz için teşekkürler
TOPÇU

Nerde Trak Orda Bırak dedi ki...

hayatın aşılması gereken bir yol olduğuna inanırım hep. o yolda engeller olsa da, o yolu nasıl aştığımz değil midir önemli olan. ve hayatta ne istediğini bilmek, gerçekten de çok önemli. teşekkürler yorumunuz için, selam sevgilerimle...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...